Çarşamba’daki Sekiz Asırlık Göğceli Camisi’nde Mukabele Geleneği
Çarşamba ilçesinde, çivi kullanılmadan ahşaptan yığma tekniği ile inşa edilen sekiz asırlık Göğceli Camisi’nde mukabele geleneği yaşatılıyor.
Hasbahçe Mahallesi, Göğceli Mezarlığı içinde 1206 yılında çivi kullanılmadan inşa edilen cami, mimarisi ve motifleri ile Anadolu’nun en güzel ahşap mimari örneklerinden birini oluşturuyor.
“Kurtboğazı” geçme tekniği ile inşa edilen cami, Türkiye’de ayakta kalan en eski ahşap camilerden biri olarak gösteriliyor. Sekiz asırdır ayakta duran caminin zemininde deprem takozu kullanıldığı için depremlerde yıkılmadığı ifade ediliyor. Kök boya kullanılan camideki motifler, ilk günkü canlılığını koruyor.
Asırlık camide yüzyıllardır uygulanan mukabele geleneği ise genç hafızlarca sürdürülüyor.
Göğceli Camisi İmamı Ahmet Özköse, yaptığı açıklamada, tarihi caminin ibadete açık olduğunu belirtti.
Caminin pelit ağacından yapıldığını anlatan Özköse, “Camimiz hiç çivi kullanılmadan kurt boğazı tekniği ile yapılmıştır. Camimiz bu bölgenin ve ülkenin ender eserlerinden biridir. Bu bölge, nem oranı yüksek, rutubetli bir bölge olduğu için cami, yerden bir metre yükseklikte yapılmış.” dedi.
Yerden yüksek caminin altında sürekli hava dolaşımı olmasının, tahtaların çürümesini engellediğini anlatan Özköse, cami yapılırken altına deprem takozu konulduğunu, bu sayede birçok depreme rağmen yıkılmadığını aktardı.
- Mukabele geleneği yüzyıllardır sürüyor
Asırlardır ibadet yapılabilen camide, mukabele geleneğinin sürdüğünü ifade eden Özköse, mukabelelerin, üç ayların başı recebi şerif ile başladığını, şaban ve ramazan ayıyla devam ettiğini söyledi.
Özköse, tarihi camide yeniden ramazanı karşılamanın heyecan ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, “Biz mukabeleye üç ayların başlangıcı recep ayı ile başladık. Her ay iki hatim yapıyoruz. Bayrama kadar altı hatim yapmış olacağız. Mukabeleleri genç hafızlarımız yapıyor. İnşallah bu çocuklarımız gelecekte Ümmeti Muhammed’e hizmet edecekler.” diye konuştu.
Asırlık camide mukabele, sabah namazından önce ve öğle namazından sonra olmak üzere iki vakitte yapılıyor.