Saadet Partisi Çarşamba’da Buluştu
Saadet Partisi İl ve İlçe teşkilatları Çarşambalı Şehit Eyüp Gülaştı için bugün Çarşamba’ya gelerek Rıdvanbey Camii’ndeki cenaze merasimine iştirak ettikten sonra ilçe teşkilatı ile ilçe binasında bir araya geldi.
Cenaze merasiminden sonra teşkilat mensupları Çarşamba ilçe teşkilatında bir araya gelerek ülke ve dünya gündemine dair toplantı gerçekleştirdiler.
Toplantıya Saadet Partisi Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Ali Okutan, İl Başkanı Temel Armutçu, Çarşamba İlçe Başkanı Zekai Adem Sapancı ve diğer ilçe başkanları ve teşkilat mensupları iştirak ettiler.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Z. Adem Sapancı katılımcılara hitaben, “Bugün Çarşamba ilçemiz hakikaten tarihi günlerinden birisini yaşıyor. Binlerce hemşehrimiz bugün İdlib Şehidimiz için bir araya geldiler, siz Milli Görüş davasının çilekeş dava erleri de şehidimize son görevinizi yapmak için bugün buradasınız. Allah hepinizden razı olsun. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Buradan tekrar şehidimize ve diğer illerdeki şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Ülkemize birlik beraberlik diliyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Ardından il başkanı Temel Armutçu, “Bugün bu toplantımızı teşkilatlarımız ile il merkezimizde yapacaktık, Çarşambalı şehidimiz Eyüp Gülaştı’nın töreni vesilesi ile Şehidimize son görevimizi yapmanın manevi yükümlülüğü vesilesi ile buraya geldik ve tören sonrası da toplantımızı Çarşamba ilçemizde yapma kararımızı alarak şu anda buradayız.
Şehidimize ve diğer şehitlerimize, Allah’tan rahmet dileriz. Ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı dileriz. Ülkemizin başı sağ olsun tekraren. Yaralılarımıza da acil şifalar dileriz” dedi.
Daha sonra da Saadet Partisi Samsun İl Başkanı Temel Armutçu aşağıdaki genel değerlendirmeleri yaptı:
“İç savaşın patlak verdirildiği 2011 yılı öncesindeki Türkiye ile Suriye arasındaki ülke ilişkilerini hatırlayacak olursak; karşılıklı vizeler kaldırılmıştı, Esad ile eşi Türkiye’de, Başbakan Erdoğan ile eşi Suriye’de kardeş gibi ağırlanıyorlardı, karşılıklı bir güven ve itimat vardı, gerek ticarî gerekse de insani ilişkilerimiz üst seviyelere çıkmıştı, hatta ve hatta Bakanlar Kurullarının bile ortaklaşa yapılması düşünülüyordu.
İki ülke arasındaki bu dostane ve kardeş ilişkileri birilerini çok rahatsız etmiş olacak ki biranda, makasla kesilir gibi kesildi ve kimin aklına geldiyse, birileri 15 gün içinde Emevi Camii’nde namaz kılma hayalleri kurmaya başladı. Dostane ilişkiler bitti, yerini sert söylemler ve yaptırımlar almaya başladı karşılıklı olarak.
“Suriye’nin özgürleşmesi karşılıklı sertleşme ile değil, tarihten gelen bir misyonumuz kullanılarak ikili görüşmelerle sağlanmalıdır” uyarılarımız hiç umursanmadı ve bu amaçla Esad’la görüşmeye giden Saadet Partisi heyetini nerede ise “Vatan Hainleri(!)” olarak ilan etmeye çalışmıştı birileri.
Ülkemizin sınır güvenliğinin ikamesi için sınır ötesi harekâtlarımızı her dönem sonuna kadar destekledik yine de destekleriz. Suriye konusunda tâ baştan beri yaptığımız tavsiyelerimizin, uyarılarımızın yetkili makamlarca kaale alınmaması bizi son derece üzmüştür. Maalesef ama maalesef, mübârek Regaip Kandilini idrak ettiğimiz gecede İdlib’den milletimizi kahreden haberler gelmeye başladı. Bu acı haberleri almak istemediğimiz için bu acıları milletimiz yaşamasın diye yapmıştık tüm uyarılarımızı.
İdlib’teki askerlerimize yönelik Rus savaş uçaklarınca kahpece yapılan saldırı aleni savaş ilanıdır. Rusya’ya anlayacağı şekilde hem diplomatik hem de askerî anlamda acilen karşılık verilmelidir. Bu karşılık verilmezse daha da cesaretlenmeleri mümkündür.
BU TAM ANLAMIYLA TÜRKIYE’MİZİN İÇİNE ÇEKİLDİĞİ KAHBECE BİR SAVAŞTIR…
Bir tarafta Şangay çetesi, bir tarafta Sevr çetesi, bir tarafta işbirlikçi menfaat çetesi…
Tam bir bermuda şeytan üçgeninin içerisinde beceriksiz bir dış politika! Bu durum tam anlamıyla bir felakettir…
Madem bu noktaya geldik ahlanmanın, vahlanmanın, sızlanmanın ve suçlu aramanın zamanı değildir.
Bundan sonra yapılması gereken ilk şey; Sayın Cumhurbaşkanımızın milli irade masası adı altında çantacı, ayakkabıcı gibi danışmanlardan soyut, ayrılıkları bir kenara bırakarak Türkiye’mizin bekası için; CHP, Saadet, İyi, MHP, BBP başkanlarından oluşan kriz masası adı altında bir “YÜKSEK İSTİŞARE KURULU” oluşturmasıdır. Türkiye’mizin kahpece çekildiği bu cehennem tuzağından çıkışı 83 milyon vatan evladının temsili ve fikir birliği ile mümkündür…
Bu MILLET bir olduktan sonra 7 düvel değil; 7 başlı ejderha olsa zulüm diz çökecektir.
Bizim bizden başka dostumuz yoktur.
Kattiyen yeis’e düşmeyin ve unutmayın ki; “SONSUZ GÜÇ VE KUDRET SAHİBİ YALNIZCA ALLAHTIR.”